Gastrik Bypass Ameliyatı, nedir?
Gastrik Bypass Ameliyatı, morbid obez hastalarının tedavisinde kullanılan cerrahi tekniklerden biridir. Obezite tedavisinde diyetisyen eşliğinde diyet ve egzersiz yapılmasına rağmen vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan ve morbid obez olarak tanımlanan hastalara uygulanan cerrahi tekniklerin başında Laparoskopik Gastrik Bypass ameliyatı gelir.
Laparoskopik Gastrik Bypass ameliyatı, hem hacim kısıtlayıcı hem de emilim bozucu bir ameliyattır. Bu ameliyatla kişilerin yedikleri Yemek miktarı kısıtlanır ve yenilen gıdaların emilimi azaltılır. Cerrahi olarak oluşturulan poş olarak adlandırılan yeni mide, eski mide hacminin üçte birlik bir kısmı kadar olur. Yeni oluşturulan bu mide sayesinde kişi daha az gıda ile çabucak doyabilmektedir. Küçük bir mide poşu ile elde edilen kısıtlama ve besinlerin daha az emilimi ile malabsorbisyon etkileri sayesinde kilo verilmesini sağlar. Laparoskopik Gastrik Bypass ameliyatı kapalı teknik ile gerçekleştirilir, iyileşme süreci kısa ve zahmetsizdir.
Gastrik bypass ameliyatında nasıl bir işlem uygulanır ?
Bu ameliyat sayesinde Morbid obez (Ölümcül şişmanlık) hastada; İlk hamlede midenin %90 bölümü devre dışı bırakılır. Midenin %10 luk kalan kısmı ise yaklaşık bir “fincan” büyüklüğündedir ve bu bölüm, ikinci hamle ile ince bağırsağın (ince barsaklarımız ortalama 600cm uzunluğundadır)
130-150.cm ilerisine (şeker ve yağın %60-80i bu bölümden emilir, amaç şeker ve yağın ençok emildiği barsak bölümünün devre dışı bırakılmasıdır) bağlanır ameliyat tamamlanmış olur.Gastrik Bypass ameliyatı sonrasında, ağızdan alınan gıdalar öncelikle “fincan” kadar bırakılan mide parçasına geçmesi ve bu küçük mide duvarında oluşan gerilim sayesinde “ Erken tokluk “ hissi oluşur ve sonrasında gıdaların ince bağırsağın “orta kısmına aktarılması” ile özellikle nişasta (karbonhidrat-şeker) ve yağların ince bağırsaklardan emilmeden -kana karışmadan-vücuttan atılmasını sağlar.
Gastrik bypass ameliyatı nasıl etki eder ?
Morbid Obez kişilerde Gastrik Bypass cerrahisi sonrasında öncelikle küçük miktarlarda gıda ile vücutta oluşan ilk cevap ; “fincan” büyüklüğünde bırakılan mide duvarının gerilmesi ile midenin dolu olduğunun yani “Tokluk sinyali” nin beyne iletilmesidir.
Daha az yemek ile tokluk hisseden ve alınan kalorinin de barsaktan kana karışmasının azalması sonrasında sonuçta MORBİD OBEZ hastalarda kilo kaybı amaçlanmaktadır. Gastrik Bypass ameliyatın başarılı olabilmesi için Morbid Obez hastanın “sadece ana öğünlerde” yemesi ve öğünler arası atıştırmaktan kaçınması da gerekmektedir.
Ameliyat sonrasındaki süreç nasıl olur?
Ameliyatın ardından hasta adım adım kilo vermeye başlar. Obezite cerrahisi ile birlikte görülen yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi diğer hastalıkların tedavisi de başlatılmalıdır. Operasyonun ardından hasta fazla kilolarının %50-80’inin verirken şeker hastalığında % 80, yüksek tansiyon hastalığından % 70 oranında iyileşme sağlanır. Operasyondan sonra diyetine uyması ve yeni beslenme alışkanlıklarına geçmesi önemlidir.
Gastrik bypass ameliyatının morbid obez hastada başarı oranı nedir ?
Morbid obezite (Ölümcül Şişmanlık ) için uygulanan ameliyatların tümüne birden “bariyatrik cerrahi” denir.bariyatrik cerrahi, morbid obezitenin tedavisinde “en etkili” yöntemdir.**( OBESITY and MATABOLIC SURGERY CONGRESS IFSO 2013 İstanbul Turkey)Morbid Obezitenin cerrahi tedavisi için tüm dünyada uygulanmış, etkinliği ispatlanmış ve kabül görmüş toplam 4 ameliyat yöntemi mevcuttur ve Gastrik Bypass (MİDE BAYPAS) bu yöntemlerden birisidir. Obezite Cerrahisinde (Bursa ve İstanbul illerinde) ensık yapılan tüp mide ameliyatından sonra 2. Ensık yapılan obezite cerrahisi ve metabolizma cerrahisi ameliyatıdır.
Morbid Obezitenin cerrahi tedavisinde “ALTIN STANDART” yöntemdir.
Gastrik bypass ( mide baypas) ameliyatının Morbid Obezitenin tedavisindeki BAŞARI ORANI pek çok yayının analiz edilmesi sonucunda elde edilen bilgiler ışığında % 75-95 arasında olduğu gösterilmiştir.**( Obesity Surgery IFSO 2013 İstanbul Turkey ) Morbid Obezite nedeni ile Gastrik Baypas ameliyatı sonrasında hastalar “FAZLA KİLOLARININ” %85 kadarını ilk yıl sonunda vermekte ve 2. Yılın sonunda da İDEAL KİLOLARINA ulaşabilmektedirler.Ancak gastrik bypass ameliyatı “GERİ DÖNÜŞSÜZDÜR” Bu sabeple hastalara en son yöntem olarak sunulmalıdır.
Gastrik bypass ameliyatının morbid obezite nedeniyle oluşan yandaş hastalıklar – metabolik sendrom- üzerine etkileri nelerdir?
Gastrik Baypas, morbid obez hastaların ideal kilosuna düşmesi üzerine “en etkili yöntem” ve morbid obezite nedeni ile kişilerde oluşmuş yandaş hastalıkların tedavisi/ortadan kaldırılması açısından da “DRAMATİK ETKİYE” sahiptir.Morbid Obezite nedeni ile kişilerde oluşabilen Diyabetes Mellitus ( Şeker Hastalığı ) Gastrik Bypass ameliyatı sonrasında %85 oranında düzelir. Gastrik Bypass ameliyatı sonrası Tip2 Diyabette düzelme nedeni ile hastaların İnsülin ve veya ilaca bağımlılığı tamamen ortadan kalkabilir.
Esansiyel Hipertansiyon, Morbid Obeziteye sahip bireylerin neredeyse tamamında mevcuttur ve Gastrik Bypass ameliyatı sonrasında Hipertansiyon Hastalığı %85’den fazla hastada düzelir yada ilaç ihtiyacı azalır.
Hiperlipidemi (Kan lipidleri/yağları yüksekliği) Morbid hastaların neredeyse tamamında mevcuttur ve Gastrik Bypass ameliyatı sonrasında hastaların %70’den fazlasında düzelir.
Morbid Obeziteye bağlı hastaların tamamnında gelişen sleep apne (uyku apnesi) ameliyattan hemen sonra ve %100’e yakın düzelme gösterir. Uyku Apnesi ( Sleep Apne ); kişinin morbid obeziteye bağlı uykusunda-anlık nefessiz-kalmasıdır ki ameliyattan hemen sonra EN ERKEN DÜZELEN hastalıklarıdan birisidir.
Morbid Obeziteye bağlı oluşmuş Mekanik bel ve eklem hastalıklarının tamamı düzelebilir.
Morbid Obez hastaların %20 sinde Gastro-Özofagiyal Reflü hastalığı görülür. Gastrik Bypass Ameliyatını takiben hastaların tamamında düzelir.
Morbid Obezite trombo-embolik (damariçi kan pıhtılaşması ve oluşan bu pıhtıların damarları tıkaması )hastalıklara zemin hazırlar. Ameliyatı takiben bu riskler ortadan kalkar.
Morbid Obezite her iki cinste de “infertiliteye” yani “üreme bozuklukları” sebep olmaktadır. Ameliyat sonrası kilo kaybı ile hormonal düzensizlikler ortadan kalkar. Eğer hastaların çocuk sahibi olma arzusu var ise kadınlarda 2.yılın sonundan itibaren gebe kalabilirler.